Bülten #49: Özellik/ürün uyumu-1
nedir, neden önemli, ürün/pazar uyumu ile benzerliği, bileşenleri..
Bültene hoş geldin 👋
Bu sayıda yine mini bir seriye başladık: “Özellik/ürün uyumu”. Hakkının üç sayı olduğunu düşündüğüm ve oldukça hoşuma giden bu konsepte ilk sayıda bir giriş yapıp, ikinci sayıda bu uyumun sağlanamadığına dair belirtilere ve sık yapılan yanlışlara yer verip, üçüncü sayıda da uyumu bulmaya ve güçlendirmeye yönelik pratikleri konuşacağız — aralara güncel örnekler de koymayı unutmadan. Umarım keyif alıp öğreneceğin bir seri olur!
İyi internetler,
Burcu
Özellik/ürün uyumu-1
Bu bülteni okuyan herkesin hayatında en az bir kere duyduğu bir “ürün/pazar uyumu” kavramı vardır, daha aşina olduğumuz haliye “product/market fit”. Özetle ürünün iyi (ölçeklenebilir, karlı, kullanım alışkanlığı yaratma imkanı olan/oldurulabilecek) bir pazarda olması ve bu pazarın ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olması demek. Marc Andreessen’in 2007’de iddialı bir şekilde söylediği gibi çoğu ürünün aşamadığı bir eşik olduğu için, “önemli olan tek şey bu”. Bu uyumun olmadığını hissetmek görece kolay: Kullanıcılar üründen beklediğimiz faydayı almıyorsa, ağızdan ağıza dolaştırmıyorsa, satış anlaşmalarının tamamlanması çok uzun sürüyorsa, kullanım pek de hızlı büyümüyorsa.. gibi gibi. Bir yandan da ürün/pazar uyumu organizasyonun hayatta kalması için tek başına yeterli bir itici güç değil. Candan sevdiğimiz çok güzel ürünlerin bir şekilde patır patır döküldüğünü hep gördük. Ürünün pazar uyumu dışında ürün/kanal uyumu, kanal/model uyumu, model/pazar uyumu gibi farklı farklı yaklaşımlar var ve bu yaklaşımlar arasında bir bütünlük sağlanmadığında olan şey yavaş bir ölüm oluyor aslında. Bu konuya bu sayıda daha detaylı yer vermeyeyim diyorum, ama faydalı kaynaklar’a çok güzel birkaç link bırakıyorum, hafta sonu okumalık cebinize atarsınız.
Ürün/pazar uyumunu yakaladık diyelim. Ne yapacağız? Yeni özellikler geliştirmeyi bırakacak mıyız? Bırakamayız: Sırada hem yeni değerler yaratmaya devam etmek, hem mevcut değeri iyileştirmek, hem de yakaladığımız uyumun hacmini artırmak yani aynı ihtiyaçlara sahip daha çok kullanıcıya ulaşmak var. Yeni değerler yaratmak ve büyüme odaklı konulara eğilmek üzerine baya yazılıp çiziliyor, ama mevcut değeri iyileştirmek aynı ölçüde konuşulmuyor gibi geliyor bana. Ürün içindeki spesifik bir alan üzerine çalışılıyor olsa dahi ürünün tamamında olumlu yönde etki yaratacak şeyleri belirlemek bence bir hayli zorlu — farklı yönlerden bakıldığında her şey çok önemli gibi geliyorsa özellikle. Bu konu hakkında düşünüp dururken bu kavrama denk geldim, “özellik/ürün uyumu”. Bu yaklaşım aslında ürün/pazar uyumuna baya benziyor: Ürüne ölçeklenebilir, karlı, alışkanlık yaratabilen yeni özellikler geliştirmek gerekiyor ki ürünün devamlılığı sağlansın. Konseptin bileşenleri şöyle:
Bu özellik kendi başına kullanıcıları içeride tutabiliyor (retention) olmalı,
Bu özelliğin kendi kullanımını benimsetmek (adoption) için ölçeklenebilir yolları olmalı,
Bu özellik kendi başına tüm ürüne olumlu etki edecek iş çıktıları üretebiliyor olmalı: Retention, Engagement, ve/veya Monetization.
Bu küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk listedeki ilk iki madde görece basitken (ki yine pek basit değil ama), üçüncü maddede işler biraz sarpa sarıyor, yani oldurmak pek kolay değil. Bu yüzden de birçok ürün ekibi “özellik ekibi” gibi çalışıyor aslında, devamlı yeni özellikler eklenirken canlıya alma sonrası görülen minik yükseliş trendleri haricinde retention ve adoption’da belirgin artışlar olmuyor, ve bu süreç sonunda da iş çıktılarında bariz bir etki görülmüyor — iyice kompleksleşen ürün deneyimi de cabası. Özelliği geliştiren ekip ürünün kullanım metriklerine değil özelliğin kullanım metriklerine odaklandığında birincil amaç özelliği öne çıkarmak ve kullandırmak oluyor: Özellik/ürün uyumu olmayan bir özellikse bu, sonuçta ürünün genel kullanıcı deneyiminden ve ürün/pazar uyumundan yiyor.
Bazı durumlarda özellik retention ve adoption anlamında iyi durumdayken, toplamda iş çıktısına dair metrikleri iyileştirmiyor olabilir: Bu aslında ürünün başka bir kısmından yiyor demek, yani kendisi iyileştiriyor olsa da başka bir kısmın düşüşüne sebep oluyor. Burada önerilen de şu: Toplamda iş metriklerinde bir düşüş olmuyorsa sorun yok. Bu duruma örnek olarak Netflix’in internet yayıncılığının DVD işini baltalaması ama sonunda işin bambaşka bir yere gelmesini düşünebiliriz.
Bu sayıda konuya kısa bir giriş yapmış olduk. Önümüzdeki sayı bu uyumun olmadığına dair belirtiler ve sık düşülen hataları konuşacağız. Görüşmek üzere!
Faydalı kaynaklar
The only thing that matters - Link — Marc Andreessen’in ürün/pazar uyumu hakkında atıp tuttuğu meşhur blog.
Why Product Market Fit Isn't Enough - Link — Reforce CEO’su Brian Balfour’un girişte bahsettiğim framework’ü ince ince işlediği blog serisi.
Önceki Sayılar 📚
İş İlanları
🔭 Ürün Yönetimi alanında iş mi arıyorsunuz? İlginizi çekebilecek pozisyonlardan haberdar olmak ister miydiniz? ☝️
Üretim Bandı network’ünde PM, Head of Product, APM vb. ürün pozisyonları için takım arkadaşı arayan ve bizimle iletişime geçen şirketler oluyor. Bu sebeple şirketler ve ilgilenen kişileri bir araya getirdiğimiz bir havuz oluşturmaya başladık.
Siz de pozisyonlardan haberdar olmak istiyorsanız bu formu doldurabilir misiniz?
Bu sayılık bu kadar!
Yazılarımızı seveceğini düşündüğünüz birileri varsa, aşağıdaki butonu kullanarak haberdar edebilirsiniz: